Psikojen Ses Bozuklukları
Ses, tonu ve şiddetinde yapılan değişikliklerle kişilik ve duygusal özelliklerimizi yansıtan en önemli iletişim araçları arasında yer almaktadır. Sesimiz anksiyete, depresyon, bastırılmış saldırganlık, huzursuzluk, öfke gibi olumsuz duygu durumları gösterebildiği gibi, heyecan, neşe, mutluluk gibi olumlu duygularımıza da anlatmamıza yardımcı olabilmektedir. Profesyonel bir eğitim almadığı sürece çoğunlukla bu duyguları sesimizde gizlemek ya da baskılamak oldukça zordur. Sesimizin karakteristikleri/özellikleri dinleyen kişi tarafından hakkımızdaki ya da anlatılanlar konusundaki düşüncelerini etkileyebilmekte, bazı durumlarda da değiştirebilmektedir. Yapılan çalışmalar, konuşmanın içeriğinin %7, yüz mimiklerin %55, ses özelliklerinin ise %38 oranında etkili olduğunu bildirmişlerdir. Dolayısıyla sesimizin psikolojisi hem sesi üreten hem de dinleyen açısından farklı etkiler oluşturabilmektedir.
Sesin özelliklerinin bozulması ya da sağlıksız sesimizin oluşması yapısal ve yapısal olmayan olmak üzere iki ana grupta incelenmektedir. Aslında sesimiz de hastalanmaktadır ve bu durumun oluşmasında farklı mekanizmalar rol almaktadır. Yapısal bozukluklar, ses tellerinde oluşan anatomik ya da fizyolojik yapısında bozulmalar olarak tanımlanırken, yapısal olmayan bozukluklar ses tellerinde veya ses tellerini çalıştıran yapılarda herhangi bir sorun olmaksızın ses sorunlarının yaşanması durumu olarak belirtilebilir. Bu grupta yer alan ve en sık karşılaşılan sorunlar arasında psikojenik ses problemleri görülmektedir. Çevresel stresler veya kişisel çatışmalar sonucunda istemli çalışan kaslarda kontrol kaybı veya duysal bozukluklar gözlenebilir. Konversiyon bu durumun sık görülen klinik durumlarından bir tanesidir. Kronik anksiyete bozuklukları, stres, depresyon, kişisel problemler ve travma bu tür sonuçlar yaratabilir. Bu tür etkenler sonucu vücudun diğer sistemlerinde olduğu gibi kişinin sesinde de geçici problemler gözlenebilir. Bu durumun uzun sürmesi durumunda hastanın bu tür bozukluklar açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Psikojenik ses bozukluğu tanısı koymak için hastada bu risk faktörlerinden birisinin olması, hastanın sesinde oluşan bozuklukların bir süre sebat etmesi ve bu durumu yaratacak herhangi bir ses teli bozukluğunun olmaması gerekmektedir.
Psikojen ses problemleri nelerdir?
Psikojenik ses problemleri arasında konversiyon afonisi, konversiyon disfonisi, mutasyonel falsetto ve konversiyon sessizliği sayılabilir. Bu tür hastaların %80 gibi büyük çoğunluğunu bayanlar oluşturmaktadır. Ani başlayan ya da uzun süreli stresli durumunda sonrası ani başlayan istemsiz olarak kısık sesli konuşma veya sesin çıkmaması şeklindedir. Kişi aslında iletişim kurmak istemekte ancak kızgınlık veya üzgün olma durumunun etkisi ile sözel iletişimde sıkıntı yaşamaktadır.
Bazı hastaların ikincil kazanç nedeni ile kişilerin anksiyete veya depresyon durumuna alıştığı ve tedaviye dirençli olduğu gözlenmektedir. Bu hastalarda öksürme veya boğaz temizleme gibi konuşma dışı ses çıkarma işlemleri sırasında ses kısa bir süre de olsa normal olarak gözlenmektedir. Ancak uzun süreli ses kon üretimi ve kontrolünün sağlanarak hastaya erken dönemde yardımcı olmak için ayrıntılı bir kulak burun boğaz muayenesi sonrasında yapısal problemin görülmemsi durumunda ses terapistine yönlendirilerek destek alması önerilmektedir.
Şunu unutmamak gerekir gözler kalbin aynası ise seste emosyonel durumun barometresidir.
Op.Dr.Ozan Gökdoğan