Tükürük nedir? Ne işe yarar?
Tükürük, ağızda üretilen ve içinde ihtiva ettiği su, sodyum, klorür, kalsiyum, potasyum, bikarbonat, immün globulin A, albumin, ptiyalin ve musin gibi her biri çok önemli vazifeleri bulunan maddeler nedeniyle vücudumuz için çok önemli olan bir tür sıvıdır. Tükürük ağız içini sürekli olarak nemli tutar, ağız içindeki besinlerin kayganlaşmasını sağlar ve besinlerin içindeki bazı molekülleri çözerek, bunların tat alma organcıklarına ulaşmalarını sağlar. Yutma işlemini kolaylaştırdığı gibi dil ve dudakların hareketlerini serbestleştirerek, konuşmayı da kolaylaştırır. Dişleri ve ağız içini sürekli yıkayarak, bunların temiz kalmasını sağlar.
Tükürük nerede ve ne kadar üretilir? Vücudumuz için önemi nedir?
Sağlıklı bir erişkinde günlük 1-1,5 litre kadar tükürük salgılanır. Bu salgı yiyeceklerin çiğnenmesi ve yutmaya hazır hale getirilmesini sağladığı gibi dişlerimiz, ağız, boğaz, gırtlak ve ses tellerimizin sağlıklı vazife görmesi için de çok gereklidir. Bütün bunların yanında tükürük salgısının dilimiz üzerindeki tat tomurcukları üzerindeki koruyucu etkisi ve gelen uyaranları tat tomurcuklarına taşınmasındaki görevi nedeniyle yiyecek ve içeceklerden tat almamızda da önemli bir rolü vardır.
Tükürük salgısı tükürük bezleri tarafından yapılır. Ağız boşluğu, burun, sinüsler, yutak, gırtlak, nefes borusu ve bronş mukozasında bulunan sayıları 400-600 arasında değişen minör tükürük bezlerinin (çok küçük, mikroskopik tükürük bezleri) yanı sıra yüzümüzün her bir tarafına yerleşmiş, küçük kanallarla ağız boşluğuna bağlanan büyük tükürük bezlerimiz de bulunmaktadır. Bunlar her iki kulağımızın önünde birer tane (Parotis bezi), her iki çene altında birer tane (Submandibuler bez), her iki dilaltında birer tane (Sublingual bez) olmak üzere toplam 6 adettir.
Ağız kuruluğu (kserostomia) nedir? Sebepleri nelerdir?
Tükrük salgılama hızı 0,2 ml/dk’nin altına düştüğünde ağız kuruluğu gelişir. Bu miktar sağlıklı bir erişkinin tükrük salgılamasının %4’ünden daha azdır. Ağız kuruluğunun birçok nedeni olabilir. Bunları kısaca sıralayacak olursak:
- Tüm tükrük bezlerinin gelişmemiş olması (aplazileri):Oldukça nadir görülür.
- Beyin ile alakalı nedenler: stres, korku, heyecan gibi.
- Tükrük bezlerinin sinirsel uyarılma bozukluları: Salgılama bozuklularının en sık karşılaşılan nedeni olabilir. Birçok ilaç buna neden olabilir. Örneğin bazı tansiyon düşürücü ilaçlar (reserpin gibi antihipertansif ilaçlar), depresyon ilaçları (antidepresanlar), alerji ilaçları (antihistaminikler), idrar söktürücü ilaçlar (diüretikler), sinir sistemi ilaçları (gangliyon blokerleri ve parasempatolitik ajanlar).
- Tekrarlayan iltihabi tükrük bezi hastalıkları
- Tükrük bezlerinin mikroskopik yapısındaki bozukluklar: Bunlar doğuştan olan yapısal bozukluklar olabileceği gibi, baş ve boyun bölgesinde kanser gelişen hastalarda tedavi amaçlı kullanılan radyoterapinin tükrük bezlerinin yapısında oluşturduğu geri dönüşü olmayan değişikliklerden ötürü de olabilir. Hatta yapılan çalışmalar göstermiştir ki radyoterapinin uzun dönemdeki en sık yan etkisi ağız kuruluğudur. Özellikle parotis bezi radyasyona aşırı duyarlıdır.
- Metabolik hastalıklar: Şeker hastalığı (Diyabetes mellitus), kronik sıvı kaybı (dehidratasyon) ve kronik böbrek yetmezliği sendromu.
- Bağışıklık sistemi hastalıkları (Otoimmün hastalıklar): Sjögren sendromu.
- Kronik alkolizm, karaciğer bozuklukları, Mikulicz hastalığı, Heerford, Down’s sendromları, Sistemik lupus eritematozus, pernisiöz anemi ve diğer kansızlık (anemi) hastalıkları.
- Büyük tükrük bezlerinde taş oluşma hastalığı (siyalolitiazis).
Ağız kuruluğu olan kişilerde ne gibi sıkıntılar olur?
Yukarıda sayılan sebeplerden herhangi biri ya da birkaçına bağlı olarak ağız kuruluğu gelişebilir. Ağız kuruluğu olan hastalarda ağız içi mukoza tabakası önemli ölçüde kuru, üzeri yapışkan ve oldukça ince bir mukus tabakasıyla örtülü olup ileri derecede kızarıktır. Dilin görünümü de aynı olup yüzeyi çatlak çatlaktır. Tüm ağız içi mukozada incelme gelişmiştir. Hastalar ağız kuruluğundan, yanma hissinden, tat alamamaktan, kuruluk nedeniyle yutma ve konuşmada zorlandıklarından yakınırlar.
Ağız kuruluğu ağız mukozasının çabuk enfekte olmasına yol açar. Bundan dolayı ağız içi enfeksiyonlar ve mantar sık karşılaşılır. Ayrıca diş çürükleri, diş eti iltihabı ve kötü ağız kokusu bu hastalarda oldukça sık görülür.
Ağız kuruluğunun tanısı nasıl konulur?
Tanı hastanın öyküsü ve direkt ağız muayenesiyle konulabilir. Bazen tanı için tükrük arttırıcı ilaç (pilokarpin) verilerek tükrük salgısı hızı ölçüldüğü akademik araştırmalar yapılırsa da kusma ve bulantı gibi yan etkiler hastaları yorar. Bazen yine akademik tanı için mikroskopik incelemeler yapılabilir. Ancak tanı için direkt muayene bulguları çok yeterli veriler içerdiğinden diğer uygulamalar ancak tartışmalı konularda değer kazanır.
Ağız kuruluğunun tedavisi var mıdır?
Ağız kuruluğunda tedavi nedenlere yöneliktir. Tükrük bezleri dokusunda doku kaybı başlamışsa tedavi hastayı rahatlatmaya yöneliktir. Metabolik hastalıklarda özellikle kronik sıvı kaybı durumlarında tedavi ile tükrük salgısı arttırılabilir. Antidepresanlar terkedilir, antihipertansifler ise değiştirilebilir. Günde en az iki defa ağız ve dişler antiseptik gargaralarla ve fırça ile temizlenmelidir. Gliserol ve limon esanslı gargaralar ile fermente olabilen karbonhidratlı sakızların çiğnenmesi hastaları rahatlatabilir. Azalan veya kaybolan tükrük, yapay tükrük kullanmakla telafi edilebilir. Yapay tükrük günümüzde en geçerli rahatlatıcı tedavi (semptomatik tedavi) aracıdır. Radyoterapi hastalarında yaşam kalitesini olumsuz etkileyen en sık yan etkilerinden biri olan ağız kuruluğunu azaltmak için ise pilokarpin kullanımı yararlıdır.
Op.Dr.Hasan Deniz Tansuker
Devrek Devlet Hastanesi, Zonguldak