Ses bozuklukları, organik, psikolojik, nörojenik, fonksiyonel olmak üzere dört farklı nedenden oluşmaktadır. Çıkardığımız sesin kalitesi, ses tellerinin ne kadar rahat (ya da eforla) hareket ettiğiyle yakından ilişkilidir. Ses telleri senkronize bir şekilde titreşirse, çıkan ses de kulağa hoş gelir. Ancak sert bir şekilde, zorlanarak bir araya gelirse, çıkan ses hoş olmamakla kalmaz, ses telleri kalıcı bir şekilde hasar görebilir.
On günü aşkın bir süredir soğuk algınlığı ya da alerji gibi bir sebebe bağlı olmaksızın ses kısıklığı, seste değişiklik ya da gırtlakta rahatsızlık hissi yaşamaktaysanız en kısa zamanda bir Kulak-Burun-Boğaz Hekimine başvurmalısınız. Doktorunuz, problemin çözümü için bir Dil ve Konuşma Terapistinin profesyonel yardımına ihtiyaç duyup duymayacağınızı belirleyecektir.
Nodüller ve Polipler: Nodüller ve polipler ses tellerinin orta bölümünde oluşan ve en sık görülen, iyi huylu oluşumlardır. Nodüller, ses telleri üzerinde oluşmuş nasırımsı yapılardır. Polipler, nodüllere göre içi sıvı dolu oluşumlardır. Görünmez kan damarları tarafından beslenebilir. Boğuk ses, zorlamalı ses ve çabuk yorulma hem nodülün hem de polipin tipik belirtilerdir. Hem nodül hem de polip konuşma yada şarkı söyleme sırasında oluşan ses teli travmasına bağlı olarak oluşmaktadır. Sigara ve alkol kullanımı, kafein, alerji, reflü, zararlı kimyasallara maruz kalma gibi faktörler de nodül ve polip oluşumunda etkili olmaktadır. Tedavide hijyen önerilerine ek olarak ses terapisi ilk aşamadır. Düzelmeyen vakalarda cerrahi yöntemler kullanılmaktadır.
Kistler: Ses tellerinde oluşan kistler, vücudun herhangi bir yerinde oluşan kistlerle aynıdır. İçi sıvı dolu ve deri tarafından sarmalanmış keseler halindedirler. Tek taraflı kistler ses tellerinin en fazla titreşime giren orta bölgesinde görülürler. Ses teli kistlerinin gerçek nedeni tam olarak bilinmemektedir. Tedavisi cerrahi yöntem ile olmaktadır. Cerrahhi müdahaleden sonra ise ses terapisi uygulanmaktadır.
Reinke Ödemi (Polipoid Dejenerasyon): Ses telleri boyunca görülen balon gibi şişliklerdir. Aşırı düşük perdeden (özellikle bayanlarda) konuşma belirtisidir. Sesini fazla kullanan sigara kullanan, aşırı alkol alan veya reflüsü olan kişilerde görülmektedir. Tedavi hastanın ihtiyacına ve sorunun dercesine göre yapılmaktadır. Eğer şişlik hava yolunu kapayacak düzeyde ise o zaman cerrahi müdahale gerekmektedir. Eğer şişlik hafifse o zaman ilk önce ses terapisi tercih edilmektedir.
Kas Gerilim Disfonisi: Bir yada birkaç kasın fazla kullanılması sonucu seste yorgunluk ve rahatsızlık hissedilmesidir. Tek başına ortaya çıksa da bazı durumlarda organik sorunlara eşlik edebilmektedir. Nedeni gırtlak kaslarında görülen aşırı aktivitedir. Ses terapisi tercih edilen sağaltım yöntemidir. Gırtlak masajı ve yumuşak fonasyon etkili olan yöntemlerdir.
Püberfoni (Mutasyonel Falsetto): Ergenlik döneminden sonra organik bir nedene bağlı olmaksızın ergenlik dönemine ait sesi kullanmada ısrar etme durumudur. İnce sesini kullanan erkeklerde daha çok görülmektedir. Bazen, çocuk sesi gibi sesini yüksek perdeden kullanan bayanlarda da görülmektedir. Nedeni bilinmemektedir. Tedavisi ses terapisi ile mümkündür.
Sulkus Vokalis: Ses teli dokusu boyunca görülen oluklardır. Tiz ses ve seste güçsüzlük, yorgunluk gibi bozukluklara neden olmaktadır. Sulkus bazı vakalarda, kist alındığı durumlarda görülmektedir bazen de doğuştan olabilmektedir. Ses terapisi bazı belirtilerin ortadan kalkmasına yardımcı olsa da çoğunlukla cerrahi müdahale gerekmektedir.
Granülomlar: Çoğunlukla ses tellerinin arka kısmında oluşan damarlı dokulardır. Mide asidinin gırtlağın arka bölümünü tahriş etmesi sonucu oluşmaktadır. Ayrıca düşük perdede ses üretimi, gırtlağın arka bölümünün aşırı kullanımı, tüberküloz, ya da HIV+ gibi birçok hastalıklara bağlı olarak da oluşabilmektedir. Tedavinin önemli bölümünü reflü tedavisi oluşturmaktadır. Eğer lezyon çok büyükse ve ilaç tedavisine yanıt alınamıyorsa cerrahi, ses terapisi ya da her ikisi birlikte yapılabilir.
Ses Teli Felci: Ses teli felci, ses tellerine giden bir ya da birkaç sinirin zayıf çalışması ve ses tellerinin hareket edememesi durumudur. Çok nadir olarak ses tellerinin açılmadığı görülmektedir. Bu durumda hastanın solunumu zorlaşmaktadır. Ses teli felcinin nedeni pek çok şeye bağlı olabilir. En sık rastlanılan sebep grip ya da üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Diğer sebepler ise cerrahi girişimler (göğüs, boyun ya da omuz), kalp sorunları ve nadiren tümör ya da beyin hasarlarıdır. Ses tellerinin kapanma kalitesini arttırmak için ses terapisi yapılır. Yeterli olmadığı durumlarda cerrahi müdahale uygulanır.
Spazmodik Disfoni: Ses telleri konuşma sırasında düzensiz kasılarak sesin aniden kesilmesine neden olmaktadır. SD’de ses etkilenirken, öksürme, gülme gibi vejetatif işlevler ve hatta şarkı söyleme bile normal olabilir. Sebebi tam olarak bilinmemektedir. Tedavi yöntemi az miktarda tek ya da çift ses teline ya da onlara yakın olan kaslara “botulinum toksin” (botoks) enjeksiyonu yapılmasıdır. Bu enjeksiyonlar sayesinde, tedavi edilen ses teli güçsüzleştirilmiş ve kasılmalarda azalmış olmaktadır.
Hemoraji: Ses telleri dokusunun içinde olan kanamalardır. Oluşum nedenlerinden biri aşırı yüksek ses kullanımıdır (örneğin bağırmak). Diğer sesi kötü kullanım koşulları ses tellerinde damar çatlamalarına neden olabilir. Tedavisi oluş nedenine göre değişmektedir. Eğer kanama yeni ve yaygın ise, birkaç gün ya da birkaç hafta tamamen ses istirahati ya da kanın emilmesi için ilaç tedavisi düzenlenebilmektedir. Gerekirse cerrahi müdahale gerçekleştirilmektedir.
Doç.Dr.Kürşat Yelken