Kronik orta kulak iltihabı, çeşitli orta kulak iltihap tiplerinin yıllar içinde gelişen, kalıcı formudur. Hastalık kulak zarını- kulak kemikçiklerini etkilenme çeşitlerine göre farklı klinik tablolarla kendini gösterebilir. Kimi zaman akıntılı kulak kimi zaman işitme kaybı gördüğümüz sık klinik tablolardır. Genellikle, erken çocukluk çağında başlayan orta kulak iltihaplarının yeterince tedavi edilip kontrol altına alınmaması ile oluşur. Erken çocukluk çağında başlayanlar 8-10 yaş civarında tanı alır.
Kronik orta kulak iltihabının iki ana gruba ayrılır;
- basit orta kulak iltihabı
- kolesteatomlu orta kulak iltihabı
Basit orta kulak iltihabında yalnızca zarda delik ve kemikçik sistemde etkilenme söz konusudur. Kolesteatomlu orta kulak iltihabı ise, zar ve kemik zincirde ileri harabiyetin yanı sıra, komşu kemiklerde erimeyle seyreder. Kolesteatomlar sıklıkla bir kist veya cep şeklinde olup, kulak içinde yanlış yerde gelişen cilt olarak tanımlanırlar. Büyürken temasta oldukları kemik dokuda harabiyet oluşturmaları sebebiyle işitme kaybı, baş dönmesi, beyin içinde iltihap ve yüz felci gibi ciddi problemler doğurabilirler. Kronik orta kulak iltihapları; akıntısız, akıntılı veya dönem dönem akıntılı olabilir. Çoğunlukla ilaç tedavisi ile kronik orta kulak iltihaplarının akıntısı kesilebilir iken kolestatomlu kronik otitis mediada akıntı ilaç tedavisine yanıtsız kalır. Kolestatomlu kronik orta kulak iltihabında kulak akıntısı kötü kokuludur.
Kolestatomlu kronik orta kulak iltihabi nasıl oluşur?
Kolesteatom orta kulakta tekrarlayan iltihabi durumlar sonucunda veya östaki tüpü çalışmasında yetersizlik olduğu durumlarda oluşur. Östaki tüpü orta kulak basıncını eşitlemek için genizden hava geçişini sağlayan, orta kulak ile genzimiz arasında belli durumlarda açılıp kapanma görevi olan bir tüptür. Alerji, nezle veya sinüzit gibi nedenlerle östaki tüpü yetersiz çalıştığında orta kulaktaki hava vücut tarafından emilir, kulakta kısmi bir vakum (negatif basınç) meydana gelir. Negatif basınç, kulak zarını içeri doğru çekerek zarda bir cep ya da kese oluşturur (özellikle geçmişteki kulak iltihapları sebebiyle kulak zarının zayıfladığı bölgeler bu negatif basınca daha dayanıksızdır) . Oluşan bu kese veya cebin içerine yavaş yavaş kulak kirleri birikmeye başlar. Zamanla bu kese veya cep kendi kendini temizleyememeye başlar bu da kolestatom dediğimiz iltihabın temellerini hazırlamış olur. Orta kulakta ve çevre kafa kemikleri içinde kolesteatomun konjenital (doğumsal) bir şekli de görülebilir. Bununla birlikte yukarıda bahsettiğimiz kulak enfeksiyonlarına eşlik eden şekli en sık görülenidir.
Kolestatomlu kronik orta kulak iltihabi tehlikeli midir?
Kulak kolesteatomları tehlikeli olabilir ve hiçbir zaman ihmal edilmemelidir. Kemikte harabiyet sonucu iltihab, iç kulak ve beyin de dahil çevre bölgelere yayılabilir. Tedavi edilmediği takdirde sağırlık, beyin apsesi, menenjit ve nadiren de ölüme yol açabilir.
Kolestatomlu kronik orta kulak iltihabi nasıl tanı konulur?
Kulak burun boğaz hastalıkları ve baş boyun cerrahisi uzmanı muayenesiyle kolesteatomun varlığını saptayabilir. İlk tedavi kulağın dikkatlice temizlenmesi, antibiyotikler ve kulak damlaları ile olur. Başlangıçtaki ilk tedavi, kulak akıntısını kesmeyi ve iltihabı kontrol altına almayı amaçlar. İşitme ve denge testleri mastoid kemiğin (kulak arkasındaki kemik) radyolojik tetkiki ve bilgisayarlı tomografisi gerekebilir. Bu testler işitme seviyesinin ve kolesteatoma bağlı harabiyetin derecesinin saptanması için yapılır. Kolesteatomun büyüklüğü ve yaygınlığının değerlendirilmesi için radyolojik ve odyolojik inceleme gerekir. Odyolojik inceleme ile hastalığın kişinin işitme seviyeleri belirlenir. Hastanın radyolojik olarak yapılan görüntüleme yöntemleri ile kulak kemikçikleri izlenmediği halde işitmesi iyi olabilir. Bu durumda iltihabın aynen kulak kemikçikleri gibi sesin iletilmesinde rol aldığı, iltihabın ameliyatla temizlenmesi durumunda kulak protezleri ile işitme artırılmazsa işitmenin azalabileceği bilinmelidir.
Kolestatomlu kronik orta kulak iltihabi nasıl tedavi edilir?
Kronik orta kulak iltihabı kolestatomlu olsun olmasın cerrahi tedaviyi gerektirir. Cerrahi tedavi çoğunlukla genel anestezi (narkoz) altında yapılır. Cerrahinin temel amacı kolesteatom ve enfeksiyonu temizlemek ve enfeksiyonsuz kuru bir kulak elde etmektir. İşitmenin korunması veya düzeltilmesi tedavide ikincil amaçdır Ciddi kulak hasarı olan vakalarda işitmenin ve kulağın anatomik bütünlüğünü korumak mümkün olmayabilir. Bu durumlara hastanın kulağı boş kavite haline getirilip kulak kanalı da bu boşluğu görebilecek şekilde genişletilebilir. Açık mastoidektomi kavitesi oluşturulan bu hastalar ömür boyu kulaklarını sudan korumak zorundadır. Nadiren yüz siniri tamiri, beyin sıvısı onarımı veya baş dönmesini kontrol altına almayı amaçlayan ek müdahaleler gerekli olabilir. Çok yaygın iltihaplar da kontrol için veya işitmenin sağlanması bir sonraki ameliyatlara bırakıldığı durumlarda 6 - 12 ay sonra ikinci bir ameliyat gerekebilir. İkinci ameliyat işitmeyi düzeltmeyi, aynı zamanda orta kulak ve mastoid kemik içerisinde olan kolesteatom artıklarını temizlemeyi amaçlar. Ciddi enfeksiyonu olan nadir vakalarda antibiyotik tedavisi için hastanede uzun kalış gerekebilir. İstirahat süresi 2-3 haftadır.
Kolestatomlu kronik orta kulak iltihabi nasıl takip edilir?
Cerrahi tedavi sonrası kolesteatomun tekrarlama riskinden dolayı hastanın ayaktan takibi önemli ve gereklidir. Açık mastoidektomi kavitesi oluşturulan hastalarda yeni enfeksiyonları engellemek ve kaviteyi temizlemek için birkaç ayda bir kontrol yapılmalıdır. Bazı hastalarda ömür boyu takip ve muayene gerekli olabilir.
Doç.Dr.Z.Mine Yazıcı