Baş ağrısı, toplumda çok sık görülen ve hayat kalitesini önemli ölçüde düşürebilen bir yakınmadır. Değişik özelliklerine göre takip ve tedavileri farklılık gösterebildiğinden baş ağrılarının doğru tanınmaları önem taşır. Bu aşamada hekimler en çok hastanın anamnez özelliklerinden faydalanırlar. Baş ağrısına neden olabilecek başka bir hastalık olmaksızın ortaya çıkan baş ağrıları primer baş ağrılarıdır.
Migren, primer baş ağrıları arasında yer alır. Doğurganlık çağındaki kadınlarda daha sık görülür. Baş ağrısı zonklayıcı tarzda, bulantı ve kusmanın eşlik edebildiği, hastaların ağrı sırasında kokulardan rahatsız oldukları, genellikle karanlık ve sessiz bir yerde olmayı tercih ettikleri ağrılardır. Başın bir yarısına yerleşmiş, değişik aralıklarla tekrar edebilen, saatler-günler ( 4-72 saat) süren ataklar halinde görülür. Fiziksel aktivite ağrının şiddetini arttırır. Gelip geçici bu baş ağrıları migren atakları olarak adlandırılır.
Bazı hastalarda genellikle migren ataklarından önce, nadiren ise atak sırasında veya sonrasında görme bozuklukları, duyusal yakınmalar, kuvvet kayıpları ve baş dönmesi gibi eşlik eden yakınma ve bulgular olabilir. Auralı migren olarak adlandırılan bu tabloda hastaların yakınmaları çoğunlukla baş ağrısının başlaması ile gerileyerek kaybolur.
Bazı hastalarda ağrı sürekli hal alabilir. Ağrının süresine göre böyle bir durum 72 saatten uzun süren ağrıda migren statusu, 15 günden uzun süren ağrıda kronik migren olarak tanımlanır. Migren ağrısının bir diğer özelliği ağrının sıklığının arttığı bu durumlarda alınan ağrı kesici miktarının artması ile bir süre sonra ağrının ağrı kesiciye yanıtsız hale gelmesidir.
Atak sıklığı nadir olan ve ağrıları basit ağrı kesicilere yanıtlı olan migren hastaları hekime daha geç dönemlerde baş vururken; süresi artan, ağrı kesicilere yanıtsız ağrılarda başın ağrıyan bölgesinde başka bir hastalık (tümör, kanama) olduğunu düşünerek hekime başvuran hasta sayısı oldukça fazladır. Böyle bir durumda hekimin hastaya yaklaşımında esası her zaman olduğu gibi anamnez özellikleri belirler. Yeterli süre ayrılarak, ayrıntılı alınan bir anamnezde yukarıda belirtilen tüm özellikler sorgulanacak, şüphe duyulan hallerde olası diğer başağrısı türlerine yönelik anamnez genişletilecektir. Ayrıntılı bir nörolojik muayene ile birleştirilen anamnez özellikleri sonrasında uygun laboratuar ve görüntüleme incelemeleri planlanır. Migren düşünülen bir hastada görüntüleme incelemelerinin normal olması beklenir.
Migren tedavisi nedir?
Migren tedavisinde atak sıklığı ve süresine dayalı tedavi önerilerinde bulunulur. Atak sıklığı az olan hastalarda spesifik (triptanlar, ergot türevleri) veya non-spesifik migren ilaçları (basit ve kombine analjezikler, non-steroidal anti-inflamatuvar ilaçlar) ile tedavi yeterli olacaktır. Atak sıklığı ve ağrı şiddeti fazla olan hastalarda ise hekim tarafından hastanın diğer sağlık durumu da gözetilerek uygun koruyucu (proflaktik) tedavi uygulanır. Profilaktik tedaviler antihipertansif, antiepileptik ve antidepresan ilaçların bazılarını içeren geniş bir grubu kapsar.
Uzm.Dr. Nejla Sözer